çilekeş röportajı

Türk Rock müziğinin sevilen gruplarından "Çilekeş" ile Rock müzik ve grubun geçmişi üzerine yaptığım keyifli söyleşi..

İlk olarak yeni albümünüz için tebrikler ve bu yoğun dönemde bizlere de vakit ayırdığınız için çok teşekkürler..


- Öncelikle grubun kuruluş senesi olan 2002'den günümüze kadarki müzikâl yaşamınızdan kısaca bahsedermisiniz bizlere?

Grup kurulmadan önce de arkadaş olarak sık sık görüşüyorduk, birlikte evde kayıtlar yapıyorduk, müzik dinliyorduk, stüdyoya girip çalıyorduk. Kendi şarkılarımızı yazmaya başladığımız gün zaten grup kurulmuş oldu. “Abi hadi grup kuralım” gibi bir cümle geçmedi. Doğal bir süreç içerisinde ilk günden bugüne sürekli birlikte çaldık. Çok sık birlikte vakit geçirdiğimiz için bu müziğimize de yansıdı. Şimdi hala yeni şeyler çıkarma heyecanını taşıyoruz. İlk albümümüzde de bu böyleydi, bundan sonra da böyle olacak. Kendimizi tekrar etmeden, hayattaki en büyük ihtiyacımızı karşılamaya devam edeceğiz. Müzik yapacağız.



- Müziğinizin ilk yıllarında Ankara'daki önemli birkaç performans grubundan biriydiniz. Ve 2003'te kariyerinizdeki belkide ilk önemli fırsat Fanta Genç Yetenekler Festivali ile geldi. Sizi o gün canlı izleyenlerden biri olarak gerçekten açık ara öndeydiniz diyebilirim kişisel görüşüm olarak. Böyle önemli bir jüri önündeki o performans ve gelen birincilik o dönem için nasıl etkiledi kariyerinizi? Henüz 1 senelik bir grup için çok profesyonelce bir adımdı sizinki çünkü.

Biz bunu rahatlığımıza ve herhangi birinin gözüne girmek için sahte triplere girmemiş olmamıza bağlıyoruz. Yoksa kimseden açık ara önde olmak gibi bir hedefimiz yok. Biz kendimiz olmak için yaşıyoruz. Bahsi geçen yarışmada çok iyi şarkılar vardı ancak sağolsunlar bizimkini birinciliğe uygun görmüşler. O yarışmayı kazanmamış olsaydık yine bugünkü durumumuzdan farklı bir yerde olmayacaktık. Çünkü o yarışmanın ödülleri arasında Türkiye’nin en büyük turnesine çıkmak yoktu. Bizi Fanta Gençlik Festivali’ne davet etmelerinin sebebi yarışmayı kazanmamız değil, asıl yerimizin sahne olduğunu farketmeleriydi.



- Daha ilk albümünüz çıkmadan gayet kapsamlı bir Türkiye turneniz oldu. Bu belkide büyük bir şanstı sizin için çünkü gözardı edilemeyecek bir tanıtımdı henüz albümü bile olmayan, amatör sayılabilecek bir grup için. O dönemi nasıl geçirdiniz, aldığınız tepkiler ne yöndeydi?

Birçok şehirde o güne kadar canlı performansı yapılmamış bir müzik tarzı vardı ortada. Belli bir kitlenin dikkatini çekebilmek için herhangi bir hamle de yapmamıştık. Zaten kimsenin bilmediği şarkılar olduğu için sorun yoktu = ) Çıkıp bir ayda 350 bin insana kendi şarkılarımızı çalmanın keyfini yaşamaktan başka birşey düşünmüyorduk. Sonuçta hiç tahmin etmediğimiz bir tepki aldık. Gerçekten inanılmazdı. Erzurum’da, Diyarbakır’da, Trabzon’da ve birçok şehirde insanlar şarkılarımıza eşlik ettiler. Her grubun yaşaması gereken bir deneyimdi. Grup olma yolunda önemli bir adım.



- Ve 2005'e geldiğimizde adeta “Y.O.K.” fırtınası esti. Bu denli ses getireceğini beklediğiniz bir albüm müydü o dönemde? Aslında çok önemli isimler vardı, hiç kuşkusuz başarılı olacağınıza inanıyordunuz ama beklediğinizden daha fazla olumlu tepkiler aldınızmı?

Biz o zamana kadar yaptığımız şarkıları, onlara yakışan bir bütünlük ve güzel bir sound ile dinleyicilerin beğenisine sunmak istedik. Elimizdeki bütçeyi promosyondan çok albümün kalitesi için kullandık. Bu durumda amaç bir anda ülkenin her yerine yayılıp herkesin durmadan dinleyeceği bir albüm yapmak değildi. Özel bir albüm olması bizi daha çok mutlu edecekti. Bunun için standartları biraz zorlamamız gerektiğini hissediyorduk. Öyle de oldu sanıyoruz. Zamanla albüm kulaktan kulağa yayıldı ve yıllar sonra geri dönüp baktığımızda keyifle anabileceğimiz bir albüm ortaya çıktı. Sağolsunlar dinleyicilerimiz konserlerimizde bizi yalnız bırakmadılar ve çok keyifli konserler geçirdik.



- O dönemde pek gündeme gelmeyen ama aslında çok önemli denecek bir başarınız var albüm sonrası. Orta Amerika’da sahne alan ilk Türk Rock grubu olarak Honduras'ta sahne aldınız. Garbage, Deftones, Megadeth gibi önemli ve idol sayılabilecek gruplarla aynı sahneyi paylaştınız. Uluslararası anlamda aldığınız tepkiler ne yöndeydi? Bu fırsatıda başarıyla kullanıp, gelecek yıllar için müziğinizde yeni fırsatlar yarattığınızı düşünüyormusunuz tam anlamıyla?

Honduras’ta çalmak gerçekten önemliydi. Onbinlerce insana Türkçe şarkılarımızı çaldık ve daha önce dinleyip ezberleyenleri gördük. Deftones, Garbage, Megadeth gibi gruplarla aynı sahnede çalmış olmanın sembolik ama gurur verici bir önemi var. Bunun uluslararası anlamda ne gibi bir getirisi oldu onu kestirmek güç. Ancak yeni albümümüzün internet üzerinde diğer ülkeler tarafından ilgiyle beklendiğini myspace aracılığı ile görebiliyoruz. Keşke oralarda da yayınlanabilse bunu daha iyi görebilirdik. Bir başka yöntem de gidip farklı ülkelerde müziğimizi canlı canlı sunmak. Sanırım başımıza gelebilecek en iyi şey olur.



- İlk albümde "Enerjik Üstad" Volkan Başaran imzası vardı. İkinci albüm ise "Sert Usta" Tarkan Gözübüyük prodüktörlüğünde hazırlandı. Belkide buna paralel olarak ikinci albüm söz anlamında da sert ve daha çok "mesaj" gönderen sözlerle dolu diyebiliriz. İkinci albüm "Katil Dans" hakkındaki düşünceleriniz nedir?

Volkan Başaran ve Tarkan Gözübüyük bu alanda en iyi isimler. İkisi ile de çalışmak bizim için büyük şans. Her iki albümde de tüm şarkıları kendimiz yaptık. Volkan ve Tarkan bu çalışmalarda grubun birer üyesi gibilerdi. Y.O.K. daha çok bizim lise yıllarında yazdığımız şarkıların Volkan Başaran gibi bir sound canavarı gözünden daha gerçekçi bakan ve müziğini sürekli gelişen olaylara paralel olarak ileriye götürmeyi iç güdüsel olarak amaçlayan bir grubun Tarkan Gözübüyük’ün inanılmaz pozitif enerjisi ve deneyimi ile hayata geçirdiği bir albüm olmasıdır. Bundan sonraki albümlerimizde yine bu güzel insanlarla çalışabilmek bizi çok mutlu edecek.



- Yeni albümde sanki biraz daha sözler ön plânda görünüyor. Hem imaj olarak hemde söylem olarak adêta bambaşka bir Çilekeş olarak döndünüz diyebiliriz. "Y.O.K." albümünü ve "Katil Dans" albümünü ele alırsak sizce de grubun müziğinde farklılıklar varmı? Yoksa yine belli bir Çilekeş sound'ı ile mi oluşturuldu iki albüm de? Belki "Katil Dans" henüz daha yeni piyasada olduğu için farklı gelmiş olabilir biz dinleyicilere..

Açıkcası her iki albümde de Çilekeş kendini belli ediyor. Ancak Y.O.K. albümünden birkaç tane daha yapmamız beklenemezdi. O albüm o şekilde özel kalabilir. İki albümü de bu şekilde kıyaslamamak gerekir. Y.O.K. ve Katil Dans albümlerinin içeriği farklı herşeyden önce. Katil Dans mükemmel bir ses mühendisliği şovu değil. Canlı performansı ön plana çıkmış bir grubun, küçük stüdyosunda ortaya çıkardığı şarkıların en sade ve samimi şekilde kaydedilmiş hali. Zaman içinde kendini yenilemek, eski tadını kaybetmeden üzerine yeni şeyler katmak bir sanatçının görevidir. Çünkü ancak bu şekilde bir şey üretmiş sayılırsınız. Biz bunları düşünerek mi yaptık? Hayır tabi ki. Fakat müziğimizde yeni bir sertlik anlayışı var. Çalışımızdan tavrımıza kadar yansıdığını biz stüdyoda hissettik ve bunu dinleyici arkadaşlarımızın da yaşamasını istedik. Bahsettiğim sertlik gitar tonunun daha sert olması falan değil yok öyle bir şey zaten. Genel olarak daha agresif bir albüm olduğunu söyleyebilirim. İlk albümde parçalar arasında bu kadar uçurum yoktu. Şimdikinde sakin olanlar daha sakin, karmaşalar daha karmaşık.



- Genel olarak ülkemizdeki Rock kültürü hakkında görüşlerinizi alalım şimdide. Sizce kalite ne ölçüde Rock müzik olarak? Müzisyen, yapımcı ve dinleyici olarak gerçekten sağlam sayılabilecek işler olduğuna inanıyormusunuz yoksa daha çok yolumuz varmı bu konuda?

Gerçekten çok iyi bir pop müziği çok kötü bir rock müziğe milyonlarca defa tercih ederim. Bu konuda bilinçli bir dinleyicinin yapması gereken de bu. Ancak o zaman kalitesiz işlere prim vermemeye başlarız. Ben Türkiye’de çok iyi işler yapıldığını, ancak yapanların birçoğunun müziği bırakma kararı almak üzere olduğunu görüyorum. Bunun sebebi de para kazanmak için, standardın altında ve anlaşılması için yüksek kapasite gerektirmeyen prodüksiyonlar ortaya çıkaran prodüktörlerdir. Dinleyicilerin bunları ayırt edebilmesi tek çözüm olur. Bizler ve birçok arkadaşımız, yaptığımız işe kaliteli diyip duran insanlar değiliz. Bu yüzden kalite kriterini anlatamam. Ancak müzik yaparak yaşayabilmek bizim için herşeyden önemli. Dinleyicilerden, hangi iş para kazanmak için, hangi iş müzik için yapılmış bunu ayırt etmelerini rica ediyorum. Böylelikle bahsettiğim iyi müzisyenler, daha iyi imkanlarla daha da güzel albümler yapabilecekler. Herşeyden önce müziği bırakmayacaklar.



- Son olarak RockDream üyeleri için bir mesajınız varmı?

Edinmek istediğimiz yerli albümleri orjinal alalım. Eğer bedelini ödemeden indirirsek, hırsızlık yapmış ve müzik piyasamızın çökmesine en büyük yardımı gerçekleştirmiş oluruz.



Bu yoğun döneminizde bizlere vakit ayırdığınız için teşekkürler. Yeni albümünüzde de başarılarınızın artarak devam etmesini diliyoruz..

alıntıdır...