Mor Ve Ötesi Röportajı
Myspace Türkiye, mor ve ötesi'nin Parkorman'da 27 Haziran 2008 tarihinde verdiği konser sonrası özel bir röportaj gerçekleştirdi. Röportajın tam metni aşağıda...
Bahadir&Erhan: Merhaba
mvo : Merhaba. Hos geldiniz
Bahadir : Ilk olarak, internetle iliskiniz nasil? Bildiginiz gibi, muzik internet sayesinde kendine yeni bir piyasa olusturdu. Radiohead albumlerinin artik internetten satisa sunulmasi, Arctic Monkeys gibi genis kitlelere sahip olan gruplarin internette kesfedilmesi gibi durumlar gelisirken, sizin internete bakis aciniz ne?
Kerem: Cok iddiali konusmamak lazim ama, Turkiye'de web sitesi olusturan ilk rock gruplardan biriyiz. 1998 yilinda web sitemizi acmistik, hatta tasarimini da ben yapmistim. Tek sayfalik, cok komik birseydi; bir forumu bir de iletisim listesi vardi. 1998'den bugune kadar bizim en kemik dinleyicimiz diyebilecegimiz kitlenin kokeni de o sitenin donemine dayaniyor. Orada 20-30 kisilik cok guzel bir dinleyici kitlesi olusmustu ve bu iliski yillarca boyle devam etti. Daha sonra biz sitemizi yeniledikce, bu kitle bir hayli buyudu. Tabii o donemde, Napster cikana kadar, MySpace ya da internette paylasimi kolaylastiracak sistemler yoktu. Turkiye'de de internet su anda oldugu kadar hizli ve yaygin dagildi.
Bahadir: O zaman sizin icin bu isin Turkiye'deki onculerinde biri oldugunuzu soyleyebilir miyiz?
Kerem: Yani oncu diyemeyiz tabii ki. Biz de yabanci gruplarin web sitelerine bakip, interneti nasil kullandiklarini anladik. Su anda MySpace'de basladigini gordugumuz olusumun, internette muzik paylasimi icin kullanilmasini ben Nine İnch Nails'in pro tools dosyalarini MySpace'e koyarak bir remiks yarismasi actiginda fark etmistim. MySpace diye birsey varmis ve Nine İnch Nails'de gitmis boyle birsey yapmis. Biz de su an internet uzerindeki varligimizi olabildigince ilgi cekici tutmaya calisiyoruz. Artik internette var olmamak gibi bir secenek yok. Bu sadece muzik gruplari icin degil, bireyler icin de onemli.
Burak : Muzik insanlara ulasmak icin yeni yollar buluyor. Daha once baska mecralardan bize ulasan muzik, bilgi vs'ye, artik internet uzerinden erisiyoruz ve bu hayatimizin bir parcasi haline geldi. Sanirim 5 – 10 yil sonra bu konular tartisilmayacak bile. Daimi olarak konusulacak sey ise muzisyen haklarinin korunmasi ki ortada muzik yapacak adam kalsin. Bunun disinda nefis bir durum.
Erhan: Peki sizce Turkiye'de bu denge saglanabiliyor mu? Sanatci haklari yeterince korunulabiliyor mu ve bu paylasim agi sanatcilara nasil yansiyor?
Harun: Su anda oyle bir denge yok. Turkiye'de bu tur dengeler hep Avrupa'da ve Amerika'da oldugundan bir sure sonra olusacak seyler. Ben ilk sorunuzla ilgili birseyler eklemek istiyorum; mesela bizim plak sirketimiz olan Rakun Muzik'in cikarttigi ilk grup olan Sakin'in Hayat albumundeki sarkilar, albumun cikmasindan cok once MySpace'de yerlerini bulmus, yuz binin uzerinde bir dinlenme oranini yakalamislardi. Bugun bu alanda Sakin'in sarkilarini hep beraber soyleyen insanlari, bundan alti yedi ay oncesinde gorebilirdiniz cunku insanlar internet uzerinden sarkilari dinliyorlar. Eger severlerse tekrar tekrar dinliyorlar. Bence bu Turkiye'de internetin nasil kullanilabilecegine dair guzide orneklerden bir tanesi.
Bahadir : Yakin zamanda spekulasyonlarla dolu bir Eurovision sureci gecirdiniz. mor ve otesi'nin Eurovision'da ne isi var diyenler oldu. Bu surecin size ne gibi yansimalari oldu?
Kerem : Bize 'mor ve otesi'nin orda ne isi var' gibi yorumlarin gelmesi bile aslinda sevindirici oldu cunku bir yerlere yakistirilamamak en nihayetinde begenilmek ve sevilmek anlamina geliyor. Diger taraftan bizim Eurovision ile ilgili tavrimiz suydu; yapabilecegimizin en iyisini yapmak ve insanlara orada bizim araciligimizla kendilerini iyi hissetmelerini saglamak. Bunu da gerceklestirdigimizi saniyoruz. Bu sebeple geri donup baktigimizda Eurovision oldukca memnun bir gulumseyisle animsayacagimiz bir tecrube oldu bizim icin.
Bahadir: Eurovision sonrasinda, kafanizda Avrupa'ya yonelik projeler olustu mu?
Harun: Yurtdisina yonelik projelerimizi sekillendirme konusunda bize yardimci oldu ve bazi fikirler verdi. Zaten yillardir Almanya ve Hollanda gibi ulkelerde konserler veriyorduk. Ama bu surec bize Balkanlar dosyasini acti. Bu sayede Arnavutluk, Makedonya, Yunanistan, Sirbistan gibi ulkelerde zaman gecirdik ve oralarda ne kadar cok ortak paydamiz oldugunu gorduk. Dolayisiyla simdi Avrupa'ya acilmak deyince İngiltere listelerine giris yapmak gibi bir hedeften ziyade, atacagimiz adimlarda Balkanlar'in cok onemli bir yer tutacagini fark ettik.
Bahadir: Peki 'temsiliyet' meselesine gelelim...
Harun: (Guluyor) Simdi anayasalar bir toplumsal surecten gelip gecer. Anaysa metninde de belirtildigi gibi, ulkeyi sadece o ulkenin cumhurbaskani, basbakani, milletvekilleri ve konsoloslari temsil edebilir. Bunun disinda temsiliyet iliskisi kurulmaz. Ama biz kendi adimiza Turkiye'nin boyle bir sesinin oldugunu gostermis olmaktan dolayi cok mutluyuz.
Erhan: Kalabalik bir dinleyici kitlesine sahip iyi bir muzik grubu olmanizin yaninda, oldukca tutarli ve on plana cikardiginiz bir politik tavriniz var. Muziginiz, dinleyici kitleniz ve politik durusunuz arasindaki iliskiyi nasil kuruyorsunuz?
Kerem: Bizim onceligimiz bir muzik grubu olmak. Bunu kendimize surekli hatirlatmaya calisiyoruz. Bunun disinda da tabii ki dunya uzerinde yasayan bireyler olarak zaman zaman bireysel olarak, zaman zaman da grup olarak kendi tavrimizi ortaya koymak istedigimizde cekinmiyoruz. Bunlari yapmamizin sebebi de kahraman olmak ya da bu konulardan prim almak degil. Hatta bazi durumlarda dinleyicinin bizi onaylamadigi da oluyor ama muzik yaparken de baska konulara deginirken de dogrusu biz cok fazla bizleri dinleyenleri pusula gibi kullanan bir tavir icerisinde olmadik hicbir zaman. Biz sadece dort kisilik bir gurubuz ve bu dort kisinin dinamikleri bir yanda, butun dunya bizim icin bir yanda oluyor genel olarak...
Erhan : Son donemde Turkiye'deki gelismeleri nasil degerlendiriyorsunuz, mesela internetteki kapatmalari?
Kerem: Kapatmalari herhangi bir sekilde degerlendirmeye gerek yok. Bugun bir araya gelip herhangi bir seyi savunmak isteyen ve bunu bariscil demokratik yontemler icerisinde yapan insanlarin, dernek, parti, vakif gibi orgutlenmelerin onunun acik olmasi gerektigini dusunuyoruz. Bu demokrasinin ve ifade ozgurlugunun en temel kosullarindan birisidir. Sendikalar acisindan da, Lamdaİstanbul (GLBTT) acisindan da boyle. Bunlarla dayanisma saglamak bizim acimizdan onemli bunu da yine kahramanlik ya da cok buyuk cesaret olarak gormuyoruz, sadece biz hepimiz daha iyi bir ulkede yasamak istiyoruz ve dunyanin da daha iyi bir yer olmasini istiyoruz.
Harun: Bizim hep soylemeye calistigimiz bir sey var. Biz muzisyen olmasak eczaci, avukat vs. de olsak, gecirdigimiz bu sureclerin benzerini gecirip yine benzer sekilde alanlarda olurduk. Belki simdi daha cok sesimiz cikiyor sadece.
Bahadir: Peki tekrar muzige donersek, yakin zamanda yeni projeleriniz var mi?
Kerem: Yeni bir album olmasa da, Buyuk Dusler albumumuzden birkac sarkinin remiksinin oldugu, bazi canli kayitlarimizin ve Eurovision icin hazirladigimiz uc sarkinin da icinde yer aldigi bir album yayimlayacagiz. Eurovision sarkisinin tanitildigi gece minik bir konser vermistik, ayni zamanda orda caldigimiz sarkilari da kayit etmistik. Bunlarin canli kayitlari bu yeni albumde olacak. Aslinda uzun yillardir yapmak istediklerimiz arasinda canli kayitlardan olusan bir album yayimlamak, remikslerden olusan bir album yayimlamak ve birde single cikarmak vardi. Simdi bu uc farkli projeyi birlestirip tam uzunlukta bir album olarak sunmayi dusunuyoruz dinleyicilerimiz icin. Onun ardindan da aslinda Avrupa planlari, ozellikle yogun bir konser programiyla devam edecek gibi gozukuyor. Bu senenin sonunda ya da 2009'un baslarinda bizim aslinda Avrupa ile ilgili en onemli planimiz bu. Cunku insanlara ulasmanin en degerli, en gecerli yolunun hala canli canli muzik calmak oldugunu dusunuyoruz. Almanya da gecen sene yaptigimiz turne de bunun cok onemli cok degerli bir sey oldugunu tekrar hatirlatti.
Bahadir: Peki İngilizce bir album girisiminiz olacak mi?
Kerem: Cok karisik bir mesele bu, cunku hala ayni turde mesajlar geliyor. Hatta MySpace sayfamizda da bircok yabanci dinleyicimiz oldugunu goruyoruz. Hepside aslinda Turkce sozlerin cok ilgi cekici oldugunu soyluyorlar. Bu sebeple isi İngilizceye cevirmenin o kadar da gerekli olmadigini dusunuyoruz.
Erhan: Rock and Coke' karsi bir tavriniz oldugu soyleniyor. Bir de bu sene sizi Barisa Rock'da gorebilecek miyiz?
Kerem: Evet Barisa Rock'da goreceksiniz. Rock and Coke'a gelince, bu yillar icerisinde oturan birsey yapmak isteyip, istememekle alakali. Biz aslinda cok zor insanlar degiliz ama yapmak istemedigimiz birseyi de yapmiyoruz.
Erhan: Rock and Coke'a katilmayip Fanta Genclik Festivali'nde yer almaniz da ayri bir tartisma konusu...
Kerem: Aslinda denge orada yatiyor. 2003 yilinda biz turneye ciktigimiz zaman hic gitmedigimiz ve gitmemizin zor oldugu yerlere gitmemizi sagladi bu festival. Ama daha sonra İstanbul'a dondugumuzde acikcasi Rock and Coke da yer almayi pek de cekici kilmadi ama sunu da cok acikca soyleyelim; Rock'n Coke da calmak bizim istedigimiz ve bize cekici gelen bir sey olsaydi calardik ve oldugu anda da calariz. Cunku denge, grubu on plana koymayi gerektiriyor...
Www.myspace.com - 27 Haziran 2008
Anasayfa 
Konu: mor ve ötesi röportajı... 
Çarş. 30 Tem. - 15:57:48
